KIŞ

Kırımoca


Hava serindi. 

Hiç gitmediğim bir muhitteydim. 

Otobüsle şehir dışına gidiyordum. 

 

Gittikçe şehrin gürültüleri azalıyordu. 

Küfreden esnaflar, 

Mesai bitimi koşuşturan memurlar, 

Ağlayan çocuklar… 

 

Sesler birer birer azalırken, 

Tam huzura erecekken 

Aracın içinde onu gördüm. 

Taralı saçlı, boğazlı kazaklı esmer bir kız. 

 

Bir an göz göze geldik, 

Sonra başımızı hemen çevirdik. 

 

Şehrin etrafını hisar gibi saran sanayi alanına geldik. 

Kırık arabalar, 

Tonlarca gürültü, 

Bol yağlı yemekler yapan bir büfe, 

Çay taşıyan oğlanlar 

ve 

Daha fazla küfreden esnaf 

 

Bir an göz göze geldik, 

Sonra başımızı hemen çevirdik. 

 

Artık otobandaydık. 

Sesler kesilmişti. 

Herkes kendi hayallerinin 

Ve ellerindeki telefonlarının dünyasındaydılar. 

SMS ile kavga ettikleri karılarının, 

Uzun süredir mola vermediğimizden 

Sıkışmanın ve acıkmanın derdindeydiler. 

 

Bir an göz göze geldik, 

Sonra başımızı hemen çevirdik. 

Konuşacak oldum, korktum. 

 

Gri bir fabrika çıktı aniden karşımıza. 

Anlamadım ne olduğunu. 

Duman üfleyen, 

Etrafı tellerle kaplı bir küptü. 

Kız aracı durdu, 

Sislerin içinde kayboldu. 

Küp şeklindeki Moloch’un ağzına girdi. 

 

Peşinden gidecek oldum, 

Hastane randevumu hatırladım. 

Sanırım kış o gün başladı.