Search this site
Embedded Files
  • Ana Sayfa
  • Hakkında
  • Sayılar
  • Künye
  • Eserler
  • S.S.S.
  • İletişim
 
  • Ana Sayfa
  • Hakkında
  • Sayılar
  • Künye
  • Eserler
  • S.S.S.
  • İletişim
  • More
    • Ana Sayfa
    • Hakkında
    • Sayılar
    • Künye
    • Eserler
    • S.S.S.
    • İletişim

EMPATİ

Behçet Koray

Gece sularında zaman hep hızlı tükeniyor. Anlaşılan o ki Tanrı, gece vakitlerini gerçekten de uyuyalım diye yaratmış. Zamanın böyle hızlı tükendiği gecelerde tavana bak ve zamanı durdurabilme gücüne sahip olduğunu hayal et. Cidden, bir hayal et. Zaman ve dolayısıyla herkes, her şey durmuş, akan ırmak dahil. Her şey mümkün görünüyor, öyle değil mi? Zamanı durdurmak bir kenara, zamanı geriye alabilseydim şöyle yapardım dediğim bir günümü anlatacağım. Aslında biraz da anlaşılmak ihtiyacımdan dolayı ikinci tekilli anlatacağım bu hikayeyi.

İşe gideceksin ve tek arzun gitmeden bir dal sigara yakmak. Bakkala girdiğinde ve siparişini söylediğinde paketi uzatmak yerine sana hayatın sırrını soruyor ve bir katarsis geçiriyor. Ne yapardın, sen de mi ağlardın?

İşyerindesin. Bir an önce akşam olmasını dilerken son zamanlarda kesiştiğin kızla göz göze geliyorsun yine ve sana bir tebessüm veriyor. Yalandan bir laf atıp kahve ikram etmenin tam sırası diye düşünüyorsun. Mutfakta kahveleri hazırladın, eline hafif döküldü ama kızla tanışma düşüncesi o kaynar suyu telafi ediyor. Balkonda onu görüyorsun. İçeri girmene beş adım kaldı: dört, üç... Duruyorsun. Bulduğun her fikre, geliştirdiğin her projeye çomak sokan adamı kızla fazla samimi görüyorsun. Bu diğer kahveyi ne yapacaksın şimdi?

Sonunda akşam oldu. İşten çıktın ve eve dönmek için arşınlıyorsun ara sokakları. Dikkatini çeken, bir kadının çığlıkları. Sese yaklaştığında üç adam ve bir kadın. Kadın yerde yatıyor. Biri kollarından tutuyor, biri iki bacak arasında, biri de kadının çantasını karıştırıp sırasını beklerken sana bakıyor. N’aparsın?

Eve geldiğinde karının sesleri karşılıyor seni. Ama asıl gelen sen değilmişsin meğer. Başka bir erkeğin inlemeleri kovalıyor karının sesini. Adamın götürecek başka yeri olmadığı için getirdiği çocuğuyla oturuyorsun ve işlerinin bitmesini bekliyorsun... derken yerde bir iz görüyorsun. Biraz dikkatli bakıyorsun, kan lekesi. Aynı kan lekesi  çocuğun çorabında da var. Kan lekelerini takip ettiğinde on yıldır seninle yaşayan kedini yerde hareketsiz görüyorsun. Ne düşünürdün?

Ben de aynı şeyi düşündüm babacağım. Bu mektubun adresinin akıl hastalıkları hastanesi olmasının sebebi de bu. Sen nasılsın? Önceki mektuplarıma neden cevap vermedin? Yazacak tek bir şey yaşamıyor musun be adam!

Mektubu masadan kaldırdı, ikiye katladı, zarfa koyup beyaz önlüklüye verdi. Beyaz önlüklü mektubu aldı, odadan çıktı ve koridordaki çöp tenekesine attı. 

≈≈≈

Elindeki kağıda baktı. Kağıttaki sayı, tabelada yanan sayıyla aynıydı. Kalktı, gişeye yürüdü, memuru selamlayıp kimliğini uzattı:

‘’Bana mektup var mı?’’

‘’Yok, bey amca. Her gün gelip sormana gerek yok. Telefonuna mesaj yollarız biz. Oradan haberin olur.’’ Bey amca memura baktı:

‘’Umudum da mı olmasın oğlum?’’

LinkInstagramEmail

Kaynak: Bu sayfadaki görsel, freepik.com sitesinden alınmıştır.

Google Sites
Report abuse
Page details
Page updated
Google Sites
Report abuse